I read books and magazines to keep up with the times.
- Zamana ayak uydurmak için kitaplar ve dergiler okurum.
This shop has all kinds of foreign-language magazines.
- Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.
According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
Bring me the magazines.
- Bana dergileri getir.
Did you subscribe to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazeteye ya da dergiye abone oldun mu?
Have you subscribed to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazeteye ya da dergiye abone oldunuz mu?
He was in charge of preparing a magazine for publication.
- O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
When he opens a magazine, he will usually read his horoscope first.
- Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur.
The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness.
- Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.