derecelendirme

listen to the pronunciation of derecelendirme
Turkish - English
gradation
(Ticaret) rating system
ratings
graduation; classification
{i} classification
{i} graduation
derece
degree

Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius. - Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.

The thermometer reads three degrees below zero. - Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.

derece
rating

Tom's approval rating is dropping. - Tom'un onay derecesi düşüyor.

derece
extent

To some extent I agree with you. - Bir dereceye kadar seninle aynı fikirdeyim.

I can understand French to a certain extent. - Belirli bir dereceye kadar Fransızcayı anlayabilirim.

derecelendirme hizmeti
(Bilgisayar) rating service
derecelendirme sistemleri
(Bilgisayar) rating systems
derecelendirme yapmak
rate
derecelendirme yapmak
grade
derecelendirme yapmak
rank
derecelendirme kuruluşu
(Bilgisayar) ratings bureau
derecelendirme masası
(Bilgisayar) ratings bureau
derece
rate
derece
scale

These are graded on a hundred-point scale. - Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.

derece
rank
derece
grade

We all try hard to make the grade in life, but only a few succeed. - Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.

Did you grade the tests? - Testleri derecelendirdin mi?

derece
stage
derece
step
derecelendirmek
grade
derece
(Bilgisayar) deg

The thermometer reads three degrees below zero. - Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.

The thermometer stood at 15 degrees. - Termometre 15 derecede durdu.

derece
degrees

The thermometer reads three degrees below zero. - Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.

It is ten degrees below zero now. - Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.

derece
(Ticaret) points
derece
temperature

To find degrees in centigrade, subtract 32 from the Fahrenheit temperature, then multiply by 5/9. - Santigrat dereceyi bulmak için, fahrenhayt ısıdan 32 çıkar, sonra 5/9 ile çarp.

The temperature fell several degrees. - Sıcaklık birkaç derece düştü.

derecelendirmek
rank
derece
point

Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius. - Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.

This is an extremely important point. - Bu son derece önemli bir konu.

derece
range

Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer. - Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir.

derece
level

Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels. - Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.

Water boils at 100 degrees Celsius at sea level. - Su, deniz seviyesinde 100 santigrat derecede kaynar.

derece
remove
derecelendirmek
gradate
dahili derecelendirme
(Ticaret) internal rating
derece
degree; rank, grade; extent, point; thermometer
derece
thermometer

The thermometer reads 10 degrees. - Termometre 10 dereceyi gösteriyor.

The thermometer says it's thirty degrees in here. - Termometre burada otuz derece olduğunu söylüyor.

derece
clinical thermometer
derece
gradation
derece
pitch
derece
States
derece
rank, degree, grade
derece
standard
derece
so ... (that)
derece
degree , grade
derece
{i} measure

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

derece
notch
derece
chop
derece
regulo
derece
stending
derece
dignity
derecelendirmek
graduate
derecelendirmek
calibrate
derecelendirmek
to grade; to graduate
derecelendirmek
scale
derecelendirmek
stagger
derecelendirme
Favorites