Tom tamamen bitkindi.
- Tom was completely exhausted.
Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
- Lack of food had left him weak and exhausted.
Tom çok yorgun gibi davranıyor.
- Tom acts like he's exhausted.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom sounds exhausted.
Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.
- Tom slumped against the wall, exhausted and miserable.
Bitap düşmeden önce sadece bir dakikadan daha az süreyle koşabilirim.
- I can only run for less than a minute before getting exhausted.
Bir dakikadan daha az süre koştuktan sonra bitap düşerim.
- I get exhausted after running for less than a minute.
The exhausted mine was worthless once all the ore had been extracted.