Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.
- You ought to see a dentist.
Tom'un yirmilik dişleri yirmi dört yaşında diş hekimi tarafından çekildi.
- Tom had his wisdom teeth taken out by a twenty-four year old dentist.
Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.
- Tom has a dentist appointment at 2:30.
O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.
- She advised him to see the dentist, but he said he didn't have enough time to do so.
Diş doktoruna gitmek istemiyorum.
- I don't want to go to the dentist.
Sen hâlâ bir diş doktorusun, değil mi?
- You're still a dentist, aren't you?
Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.
- You ought to see a dentist.
Seni iyi bir diş hekimi ile tanıştırayım.
- Let me introduce you to a good dentist.
... URS GASSER: I've seen it with dentists and so forth. ...