Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.
- Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.
Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
- That place is in the middle of nowhere.
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
- The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur.
- There is no middle ground between these two options.
Istasyon şehrin ortasında.
- The station is the middle of the city.
O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
- That place is in the middle of nowhere.