denoting a different direction; not on or towards: away; as, to look off

listen to the pronunciation of denoting a different direction; not on or towards: away; as, to look off
English - Turkish

Definition of denoting a different direction; not on or towards: away; as, to look off in English Turkish dictionary

off
kapalı

Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun. - Make sure that the lights are turned off before you leave.

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun. - Be sure to turn off the gas before you go out.

off
{s} öteki
off
çalışmaz
off
kokmuş
off
dış

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun. - Be sure to turn off the gas before you go out.

O ofisten dışarı fırladı. - He rushed out of the office.

off
işlemez durumda
off
açıklarında

Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu. - Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.

Balina, Wakayama kıyılarının açıklarında bulundu. - The whale has been found off the coast of Wakayama.

off
yakınında

Arabamı büro yakınında park ediyorum. - I am parking my car near the office.

Sami bir benzin istasyonunun yakınında bir polis memuru tarafından tespit edildi. - Sami was spotted by a police officer near a gas station.

off
bozulmuş
off
{i} baş

Köşe başında postahane vardı. - There used to be a post office on the corner.

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

off
sönmüş
off
gitmiş

Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir. - Where on earth can he have gone off to at this time of day?

off
kesat (iş)
off
(İnşaat) kapalı, durmuş
off
{s} olası

Binlerce olasılık bizi yeni bir hayata davet ediyor. - Life offers us millions of possibilities.

Uzmanlar üç olası açıklama teklif etti. - Experts have offered three possible explanations.

off
kopuk
off
çalışmayan
off
{e} haricinde
off
{s} bozuk

Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor. - The printer in Peter's office is broken and doesn't print anymore.

Ofisimdeki yazıcı bozuktur. - The printer in my office is broken.

English - English
off
denoting a different direction; not on or towards: away; as, to look off

    Hyphenation

    de·not·ing a dif·fer·ent direction; not on or towards: away; as, to look off

    Pronunciation

Favorites