denizaltında

listen to the pronunciation of denizaltında
Turkish - English
undersea
Existing, relating to, or made for use beneath the sea
Undersea things or activities exist or happen below the surface of the sea. an undersea pipeline running to Europe. undersea exploration. happening or existing below the surface of the sea
{s} under the surface of the sea
denizaltı
{i} submarine

I've never seen a yellow submarine in my life. - Hayatımda sarı bir denizaltı hiç görmedim.

The submarine finally came to the surface. - Denizaltı sonunda yüzeye çıktı.

denizaltı
sub

A submarine can travel over and under the water. - Bir denizaltı, su yüzünde ve su altında yolculuk edebilir.

The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface. - Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.

denizaltı
undersea

A tsunami is a series of waves caused by earthquakes or undersea volcanic eruptions. - Bir tsunami, depremlerin veya denizaltı volkanik patlamalarının neden olduğu bir dizi dalgadır.

denizaltı
(a) submarine
denizaltı
submarine, undersea
denizaltı
open, exposed to the open sea
denizaltı
submarine, sub; submarine, undersea
denizaltı
submersible
Turkish - Turkish
denizaltında
Favorites