Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that she is very efficient.
Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
- Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
O talebi reddetmeliyim.
- I have to deny that request.
Boşuna inkar etmeyin.
- Don't bother to deny it.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
... from the left such an impression denies ...