Turkish - English
Definition of deneysel in Turkish English dictionary
- experimental
Mary is an architect specialized in experimental designs.
-Mary deneysel tasarımlar konusunda uzmanlaşmış bir mimardır.
What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
-Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- empiric
As of yet there has been no empirical research done on this subject.
-Halen bu konuda herhangi bir deneysel araştırma yapılmamıştır.
- probatory
- experimental, empirical
- tentative
- empirical
As of yet there has been no empirical research done on this subject.
-Halen bu konuda herhangi bir deneysel araştırma yapılmamıştır.
- experiential
- deneysel araştırma
- experimental research
- deneysel araştırma
- experimental investigation
- deneysel dizayn
- (Havacılık) experimental design
- deneysel film
- (Sinema) experimental film
- deneysel fizik
- experimental physics
- deneysel grup
- (Pisikoloji, Ruhbilim) experimental group
- deneysel hata
- (Pisikoloji, Ruhbilim) experimental error
- deneysel metodlar
- experimental methods
- deneysel model
- experimental model
- deneysel tasarım
- experimental design
- deneysel yöntem
- (Ticaret) experimental method
- deneysel çalışma
- experimental study
- deneysel kontrol
- Experimental control
- deneysel araştırmalar
- (Kimya) docimasy
- deneysel balıkçılık
- (Denizbilim) experimental fishing
- deneysel bilim
- empirical science
- deneysel bilimler
- applied sciences
- deneysel devre
- breadboard circuit
- deneysel değer
- experimental value
- deneysel değişken
- (Pisikoloji, Ruhbilim) Experimental variable
- deneysel formül
- empirical formula
- deneysel geçerlik
- (Dilbilim) empirical validity
- deneysel havacılık
- (Askeri) experimental aviation
- deneysel havza
- (Çevre) experimental basin
- deneysel içebakış
- (Pisikoloji, Ruhbilim) experimental introspection
- deneysel kimya
- experimental chemistry
- deneysel kimya etmeni
- (Kimya) experimental chemical agent
- deneysel nevroz
- (Pisikoloji, Ruhbilim) experimental neurosis
- deneysel nöropsikoloji
- (Pisikoloji, Ruhbilim) experimental neuropsychology
- deneysel olarak
- empirically
- deneysel olmayan
- nonempirical
- deneysel oyun
- (Tiyatro) experimental play
- deneysel petroloji
- (Jeoloji) experimental petrology
- deneysel program
- experimental programme
- deneysel roman
- experimental fiction
- deneysel sosyal bilim
- empirical social science
- deneysel taşıt
- (Otomotiv) experimental vehicle
- deneysel taşıt
- x-experimental vehicle
- deneysel teknoloji
- bleeding-edge technology
- deneysel testler
- docimasy
- deneysel tiyatro
- (Tiyatro) experimental theate
- deneysel tümörler
- (Tıp) experimental neoplasms
- deneysel yöntemle
- experimentally
- deneysel öğrenim
- (Askeri) experimental learning
- deneysel şeker hastalığı
- (Tıp) experimental diabetes mellitus
- canlı hayvanı deneysel amaçla ameliyat etme
- vivisection
- yarı-deneysel
- quasi-experimental
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of deneysel in Turkish Turkish dictionary
- Deneye başvurularak yapılan, deneyle olan, deneyle ilgili, deneyli, tecrübi
deneysel
Hyphenation
de·ney·selPronunciation
Resimler
History
Favorites