deneyim

listen to the pronunciation of deneyim
Turkish - English
experience

From my own experience, illness often comes from sleeplessness. - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

(Askeri,Felsefe) experiment

Ignoring the fact that the conditions were slightly different, the results of our experiment were identical with Robinson's. - Şartların biraz farklı olduğunu göz ardı edersek, deneyimizin sonuçları Robinson'ınkiyle aynıydı.

Tom likes experimenting. - Tom deneyimi seviyor.

practice
human experimentation
tentative
experiencing
experimenting

Tom likes experimenting. - Tom deneyimi seviyor.

experimentation
1.experience
deneyim kazanmak
gain experience
deneyim yaşamak
experience
deneyim edilmiş
experienced
deneyim edinmek
gain experience
deneyim elde etmek
gain experience
deneyim etme
experiencing
deneyim kazanmak
become experienced
deneyim sahibi olmak
gain experience
deneyim sağlamak
gain experience
deneyim kazanmak
Gain experience(s)
deneyim kazandırmak
bring experience
deneyim kazanmak
practice
deneyim kazanmak
to become experienced
deneyim kazanmak
practise
cinsel deneyim
sexual experience
deneyimler
experiences

To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him. - Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have. - Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

klinik deneyim
(Tıp) clinical experience
mesleki deneyim
(Ticaret) work experience
ilk deneyim
baptism
Turkish - Turkish
Tecrübe

Ben bunun en iyi yol olduğunu tecrübe ile öğrendim. - Ben bunun en iyi yol olduğunu deneyimle öğrendim.

deneyim
Favorites