deneme

listen to the pronunciation of deneme
Turkish - English
{i} try

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

You should try to be more polite. - Daha kibar olmayı denemelisin.

test

Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut. - Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.

He wanted to test his limits. - O, sınırlarını denemek istedi.

{i} trial

We learn by trial and error. - Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.

The trial lasted five days. - Deneme beş gün sürdü.

try out
essay

I have a few essays to write by tomorrow. - Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.

His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class. - Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.

experiment

I've been experimenting with that. - Bunun üzerinde denemeler yapıyorum.

Don't be afraid to experiment. - Denemekten korkmayın.

try-out
taste
dissertation
probing
testing
experience
(Bilgisayar) retries
attempt

Masterpieces are only successful attempts. - Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.

His escape attempt was successful. - Kaçış denemesi başarılıydı.

(Tıp) run
essaying
(Bilgisayar) attempted
on trial
shakedown
pilot

Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut. - Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.

crack
practice
effort
bash
shot

If you haven't driven a bike yet, you should give it a shot. - Henüz bir bisiklet sürmediysen bir denemelisin.

Would you like to give it another shot? - Bir kez daha denemek ister misin?

workout
touch
study

You might want to try studying in the library. - Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.

I recommend you try studying a bit harder. - Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.

experimentation
fling
assay
whack
proving
tentative

Tom and Mary's little girl is starting to take her first tentative steps. - Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.

proof

The proof is in the pudding. - Bir şeyi denemeden bilemezsin.

Tom asked me to proofread his essay. - Tom benden denemesini tashih etmemi istedi.

lit. essay
probation

You're still in your probation period. - Sen hâlâ deneme sürendesin.

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

go
experiment, test
test; shakedown; attempt, try; essay
(araç) shakedown
stab
competition
shy
boss
dissertation#
denemek
try

Come on over to have a try. - Denemek için bana uğra.

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

deneme baskısı
(Askeri,Sanat) proof
deneme niteliğinde
tentative
deneme alanı
testing ground
deneme alanı
(Bilgisayar) test area
deneme amaçlı
(Askeri) tentative
deneme ateşi
(Askeri) trial fire
deneme atımı
(Askeri) trial shot
deneme deseni
(Gıda) experimental design
deneme harmanı
(İnşaat) trial batch
deneme için
on trial
deneme kuyusu
test pit
deneme kuyusu
trial pit
deneme maketi
breadboard model
deneme olarak
tentative
deneme sayfası
(Bilgisayar) test page
deneme sayısı
(Bilgisayar) retries
deneme süresi
probationary
deneme süresi
period of probation
deneme sürümü
trial version
deneme topu
(Askeri) test piece
deneme yapmak
trial
deneme yapmak
try
deneme yapmak
test
deneme yapmak
try out
deneme yayını
(Televizyon) pilot
deneme çukuru
test pit
deneme çukuru
(İnşaat,Teknik) trial pit
deneme-yanılma
trial and error
deneme-yanılma
trial-and-error
deneme işletmesi
(Mühendislik) trial run
deneme yazısı
of essays
deneme alanı
proving ground
deneme aleti
testing apparatus
deneme amaçlı fabrika
pilot plant
deneme atışı
(Askeri) test-fire
deneme bacası
test shaft
deneme balonu
trial balloon
deneme bandı
control strip
deneme basıncı
test pressure
deneme cihazı
tester
deneme duvarı
(Askeri) training wall
deneme evliliği
trial marriage
deneme eşlemi
(Sinema) rush print
deneme filmi
test film
deneme filmi
pilot film
deneme filmi
screen test
deneme filmi çekmek
screen test
deneme gerilmesi
proof stress
deneme gücü
testing power
deneme halinde
on probation
deneme için çalıştırma
test run
deneme işleri
testing operations
deneme kabini
fitting room

The fitting room is being used now. - Deneme kabini şimdi kullanılıyor.

I would like to try it. Where is the fitting room? - Onu denemek istiyorum. Deneme kabini nerede?

deneme kazığı
test pile
deneme kazığı
trial pile
deneme kazığı
test piling
deneme kesiti
test section
deneme kopyası
rush print
deneme kopyası
(Bilgisayar) test copy
deneme kopyası
(Sinema) check print
deneme kuruluşu
pilot plant
deneme kuvveti
(Askeri) test force
deneme kuyusu
test pit, trial pit
deneme makinesi
testing machine
deneme niteliğinde
experimental
deneme niteliğinde
probationary
deneme okulu
pilot school
deneme olarak
tentatively
deneme paketi
test pack
deneme parçası
test strip
deneme pilotu
test pilot

Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut. - Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.

deneme program
(Bilgisayar) pilot program
deneme programı
test program
deneme roketi
(Havacılık) test rocket
deneme seferi
sea trial
deneme sondajı
exploratory boring
deneme standardı
testing nominative
deneme süreci
testing period
deneme süresi
probationary period
deneme süresi
probation
deneme süresi
probation period
deneme süresi
qualifying period
deneme süresi
trial period

You may evaluate the software before the trial period expires in 30 days. - Deneme süresi otuz gün içinde sona ermeden önce yazılımı değerlendirebilirsin.

I'm here on a trial period. - Deneme süresince buradayım.

deneme süresi bitip sözleşme yapmak
take up one's indentures
deneme sürüşü
test drive
deneme sürüşü yapmak
test drive
deneme sıklığı
(Tıp) testing frequency
deneme sınavı
(Dilbilim) pilot test
deneme tahtası
1. guinea pig, patient used for experimentation or training. 2. thing used for practice
deneme tahtası
something or somebody which is treated as a plaything
deneme tapası
test plug
deneme tesisi
pilot plant
deneme tüneli
(Madencilik) exploratory adit
deneme tüneli
wind tunnel
deneme tüneli
pilot shaft
deneme uzunluğu
test length
deneme uçuşu
(Askeri,Havacılık,Teknik) check flight
deneme uçuşu
trial flight, test flight
deneme uçuşu
proving flight
deneme uçuşu
(Havacılık) test fly
deneme uçuşu
test flight
deneme uçuşu
shakedown flight
deneme uçuşu pilotu
test pilot
deneme verisi
test data
deneme voltajı
testing voltage
deneme yanılma yöntemi
trial and error
deneme yanılmayla öğrenmek
to learn by trial and error
deneme yazarı
essayist
deneme yordamı
test routine
deneme yükü
test load
deneme zarfı
testing envelope
deneme çekimi
test shot
deneme çukuru
test pit, trial pit
deneme ürünü
tester
denemek
prove
denemek
try out

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

I'd like to try out this new model before I buy it. - Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.

denemek
put

He has given up trying to put the papers in order. - Kağıtları sıraya koymayı denemekten vazgeçti.

denemek
experience
denemek
chance

Tom doesn't want to take a chance. - Tom şansını denemek istemiyor.

We'll have to take our chances. - Şansımızı denemek zorunda olacağız.

denemek
take a chance

Tom doesn't want to take a chance. - Tom şansını denemek istemiyor.

denemek
to try, to attempt, to essay, to have a stab at; to test; to try sb/sth out; (giysi) to try sth on
denemek
to test, try; to experiment (with)
denemek
test

You can use Tatoeba to test yourself. - Kendini denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsin.

He wanted to test his limits. - O, sınırlarını denemek istedi.

denemek
essay
denemek
condition
denemek
stab
denemek
try on

I'd like to try on this dress. - Bu elbiseyi denemek istiyorum.

He was eager to try on the blue shirt. - Mavi gömleği denemek için hevesliydi.

denemek
endeavor
denemek
try one's hand
denemeler
essays

All the essays, other than yours, were good. - Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.

When I was in school, I really hated writing essays. - Okuldayken gerçekten denemeler yazmaktan nefret ederdim.

klinik deneme
(Tıp) clinical trial
denemek
attempt
denemek
endeavour
denemek
practise
denemek
sample
denemek
try on, trying on. trying a dress on - elbise denemek. trying a pair of shoes on - ayakkabı denemek
denemek
try of
denemeler
tries
denemeler
attempts

Masterpieces are only successful attempts. - Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.

All of my attempts have failed. - Bütün denemelerim başarısız oldu.

araştırma, geliştirme, deneme ve değerlendirme
(Askeri) research, development, test and evaluation
denemek
give it a shot

I had to give it a shot. - Denemek zorunda kaldım.

denemek
have a go at
denemek
(elbise) try on
denemek
have a stab at
denemek
give it a try

Anyone else want to give it a try? - Başka biri onu denemek istiyor mu?

I'd like to give it a try. - Onu denemek istiyorum.

denemek
have a try

I'd also like to have a try. - Ben de denemek istiyorum.

Come on over to have a try. - Denemek için bana uğra.

denemek
assay
denemek
have a go
denemek
have a shy at
denemek
put to the touch
denemek
experiment

Don't be afraid to experiment. - Denemekten korkmayın.

Tom isn't afraid of experimenting. - Tom denemekten korkmuyor.

denemek
take a whack at
denemek
approve
elbise deneme odası
fitting room

The fitting room is being used now. - Elbise deneme odası şimdi kullanılıyor.

The fitting room over there is unoccupied. - Oradaki elbise deneme odası boş.

hareketli deneme
dynamic probing
ilk deneme
baptism
klinik deneme formülü
(Tıp) clinical trial formula
laboratuvar deneme odası
(Çevre) laboratory test chamber
maket üzerinde deneme
model test
mecburi iniş deneme tankı
(Havacılık) ditching tank
mecburi iniş deneme tankı
(Havacılık) free-launching tank
model deneme
model testing
program deneme
program testing
temsili deneme yanılma
(Pisikoloji, Ruhbilim) vicarious trial and error
toplam deneme
(Bilgisayar) total retries
zorlu deneme
acid test
zorlu deneme
crucible
ön deneme
preliminary test
Turkish - Turkish
Denemek işi, sınama, deneyim: "Bunun deneme olduğunu müdürden başka kimseye söylemediği için, ilk deneme fabrikayı biribirine kattı."- H. Taner
Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü
Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan eser: "İlk yazı denemelerim için gazete bulmaya çalışıyorum."- F. R. Atay
En büyük ustası Montaigne olan yazı türü
Son biçimi bulmamış, taslak durumunda olan eser
Denemek işi, sınama, tecrübe
Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü: "Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır."- N. Cumalı
prova
ese
azmun
(Hukuk) TECRİB
deneme baskısı
DENEME BASKıSı: Baskı öncesi kontrol edilip, hataların bulunup düzeltilmesi maksadıyla hazırlanan baskı
deneme baskısı
Baskı öncesi kontrol edilip, hataların bulunup düzeltilmesi maksadıyla hazırlanan baskı
deneme hayvanı
Meranın verimi veya mera üzerinde uygulanan ıslah ve amenajman işlemlerinin etkileri hakkında bilgiler edinmek amacıyla otlatılan ve canlı ağırlık artışı veya süt verimi devamlı şekilde ölçülen hayvan
deneme tahtası
Üzerinde bilgisizce, tedavi, onarım gibi işler yapılan kimse veya şey
deneme yayını
Radyo, televizyon gibi haberleşme araçlarının başlangıçta işe alışmak ve daha verimli olmak üzere yaptıkları kısa süreli yayın
Denemek
(Osmanlı Dönemi) DERB
denemek
Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek: "Öne yatıp hayvanın boynuna sarılmayı deniyor."- H. Taner
denemek
Bir işe, başarmak amacıyla başlamak, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek
denemek
Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için bir insanı, bir nesneyi veya bir düşünceyi sınamak, tecrübe etmek
denemek
Başarmak amacıyla bir işe başlamak, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek: "Ayağa kalkarak üç adım ötedeki musluğa kadar gitmeyi denedi."- P. Safa
deneme
Favorites