He was experienced in business.
- O, işte deneyimliydi.
There is an urgent need for experienced pilots.
- Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
He couldn't wait to try out his new surfboard.
- Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.
I'd like to try out this new model before I buy it.
- Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.
If you want to make your dreams come true, keep on trying.
- Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.
It's no use trying anything.
- Bir şey denemenin faydası yok.
Why don't you give tennis a try?
- Niçin tenisi denemiyorsun?
You should try to be more polite.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
- Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.