demir

listen to the pronunciation of demir
Turkish - English
{i} iron

Gold is heavier than iron. - Altın demirden daha ağırdır.

Gold is more precious than iron. - Altın demirden daha kıymetlidir.

ferrous
ferro-
wrought iron
(Ticaret) anchorage
ferri-
bar
sidero-
ferruginous; (Chemistry) ferric
ferro
ferr
bar (of a door)
(Tabiat Doğa) (mineral, maden) iron
iron; cleat; anchor
the iron part of anything
grille (of a window)
(Denizcilik) anchor
iron piece at the toe or heel of a shoe
iron; anchor; iron, made of iron; ferrous
made of iron
of iron
flat iron
to iron
(Tıp) ferrum
{s} ferruginous
{i} anchor

The boat anchored near the shore. - Tekne kıyıya yakın demir attı.

The ship dropped anchor in the harbor. - Gemi limanda demir attı.

sidero
{i} cleat
irony
{s} ferric
demir dövmek
forge
demir çubuk
bar

The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died. - Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.

demir atmak
{f} anchor
demir almak
{f} weigh anchor
demir para
change

Tom took some change out of his pocket and gave it to the man. - Tom cebinden demir para çıkardı ve onu adama verdi.

demir yeri
mooring
demir talaşı
Iron shaving
demir talaşı
Iron chips
demir atmak
moor
demir kütüğü
bloom
demir para
coin

Tom put some coins in the box. - Tom kutuya bazı demir paralar koydu.

demir al
(Bilgisayar) unlock anchor
demir at
(Bilgisayar) lock anchor
demir atma
cast anchor
demir atmak
(Askeri) drag the anchor
demir atmak
(Askeri) anchoring
demir atmak
drop anchor
demir atmak
anchore
demir atmış
at anchor
demir boru
iron pipe
demir bükme
iron-bending
demir döküm
(Askeri) iron casting
demir dışı
non ferrous
demir dışı
nonferrous
demir feneri
anchor light
demir gibi
tough
demir gibi
cast-iron
demir kapı
iron gate
demir kiriş
(Arkeoloji,Madencilik) small beam
demir kol
crowbar
demir levha
sheet iron
demir maske
iron mask
demir muşta
knuckle-duster
demir oksit
ferric oxide
demir sac
sheet iron
demir sac
iron plate
demir tava
(Gıda) griddle
demir tel
iron wire
demir yapı
steel structure
demir yeri
berth
demir yolu
(Askeri) railroad

I cross the railroad tracks every morning. - Her sabah demir yolu hattını geçerim.

Twenty railroads were closed down. - Yirmi demir yolu kapatıldı.

demir çelik
iron and steel
demir çubuk
iron rod
demir çubuk
rod
demir çubuk
poker
demir çubuk
billet
demir-
ferric
demir-çelik
iron-steel
demir-ıı
(Jeoloji) ferrous
Demir tavında dövülür
(Atasözü) Strike while the iron is hot
demir almak
Weigh anchor, heave up (an) anchor
demir mavisi, gri
Iron blue, gray
demir çubuk
iron bar
Demir Perde
(Hukuk) Iron Curtain
demir almak
hoist anchor
demir almak
(Askeri) weight anchor
demir almak
(Askeri) weigh the anchor
demir almak
naut . to weigh anchor
demir asetat
acetate of iron
demir atma
moorage
demir atma yeri
roadstead
demir atmak
to cast anchor, to anchor
demir atmak
1. (Denizcilik) to cast anchor, anchor. 2. to overstay one's welcome
demir atmak
put over
demir atmak
harbour [Brit.]
demir atmak
cast anchor
demir atmak
settle down
demir atmak
harbor
demir
iron net
demir başlık
capping, iron hat
demir boku
iron slag
demir cevheri
iron ore
demir conta
iron gasket
demir cürufu
iron dross
demir detektörü
iron detector
demir devri
iron age
demir devri
the iron age
demir dikeni
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: papatyagiller,bileşikgiller,mürekkebe) common starthistle
demir dövmek
to work iron
demir dövmek
to forge
demir eşya
ironware
demir eşya
ironwork
demir fabrikası
ironworks
demir filizi
ironstone
demir fosfat
iron phosphate
demir gibi
ferreous
demir gibi
iron
demir gibi
1. strong, tough (material). 2. strong, powerful. 3. very cold, icy (water, hands, feet)
demir gibi
healthy
demir gibi
strong, tough, cast-iron
demir gibi
strong
demir göbek
iron core
demir gönye
iron square
demir halka
ringer
demir hurdası
skimmings
demir iskelet
ironwork
demir işi
ironwork
demir işçisi
ironworker
demir kalıp
iron form
demir kalıp
iron form work
demir kama
Lewis
demir kaplamak
ironize
demir kaplamak
iron
demir kaplı
ironclad
demir kapı çamurluğu
scraper
demir kaybı
iron loss
demir kova
kibble
demir külçesi
pig iron
demir külçesi
bloom
demir kırı
roan
demir kırı at
roan
demir leblebi
a hard nut to crack
demir leblebi
1. impossible task. 2. man of steel
demir levha
iron plate, sheet iron
demir macunu
iron cement
demir muşta
knuckleduster
demir muşta
knuckleduster, brass knuckles
demir para
hard money
demir para
specie
demir parmaklık
grate
demir parmaklıklı
barred
demir pası
1. rust. 2. rust color
demir peroksit
crocus
demir pirit
iron pyrite
demir piriti
iron pyrite
demir pulu
iron scale
demir resmi
naut . fee for anchoring, anchorage
demir sac
iron plate, sheet iron
demir safra
iron ballast
demir sancağı
jack
demir saç
sheet iron
demir suyu
(Endüstri) water for tempering iron
demir sülfat
copperas, green vitriol
demir sülfat
copperas
demir sülfatı
green vitriol
demir sülfit
marcasite
demir sülfit
(Tabiat Doğa) (mineral, maden) [syn.: demir sülfit, ak pirit, markasit] marcasite
demir taramak
naut . to drag its anchor
demir tavında dövülür
(Atasözü) Strike while the iron is hot
demir taşı
blackband
demir testeresi
hacksaw

Mary tried to smuggle a hacksaw blade into the prison inside a cake. - Mary bir pasta içinde ceza evine bir demir testeresi bıçağını gizlice sokmaya çalıştı.

Tom removed the hacksaw from his toolbox and asked Mary if she wanted it. - Tom alet çantasından demir testeresini çıkardı ve Mary'ye onu isteyip istemediğini sordu.

demir tozu
iron filings
demir tozu
iron sand
demir tozu
iron filing
demir tozu
ferrate
demir tozu
(Eczacılık) iron fillings
demir tuzları içeren
chalybeate
demir tuzu
ferrite
demir tuzu
iron salt
demir uçlu dağcı sopası
alpenstock
demir uçlu golf sopası
mashie
demir yastığı
anchor lining
demir yeri
naut . anchorage, anchorage ground
demir yeri
mooring berth, berth
demir çağı
iron age
demir çekirdek
iron core
demir çekme
iron rolling
demir çekme haddesi
forge roll
demir çember
strap iron
demir çerçeve
(İnşaat) iron fitting
demir üzerinde
naut . with its anchor weighed
ham demir
bloom
aktarma demir yeri
(Askeri) transfer berth
bekleme demir yeri
(Askeri) holding anchorage
dökmek demir
found
ferro demir
(Madencilik) ferrous iron
kır dökme demir
(İnşaat) gray cast iron
kıvrımlı demir
corrugated iron
nakliye gemileri demir yeri
(Askeri) transport area
oluklu demir
channel iron
temper dökme demir
malleable cast iron
yumrulu demir
(Mekanik) nodular iron
demir dövme
forging
demir çelik
steel plant
demir tozu
iron dust
demirler
Iron
erkek demir
iron man
gemiler için demir atma komutu
command ship for the moorage
işleyen demir pas tutmaz
(Atasözü) a rolling stone gathers no moss
işleyen demir ışıldar
(Atasözü) A rolling stone gathers no moss
nervürlü demir
ribbed iron
okun ucundaki sivri demir
The arrow pointed at the tip of iron
s. 'ayzın demir
p. 'Ayzın iron
akma demir
ingot iron
alfa-demir
(Jeoloji) alfa-iron
beyaz demir
white iron
demir atmak
{f} harbour
demir cevheri
irregular ironstone
dizilmiş harfleri tutan demir çerçeve
chase
dökme demir
cast iron, pig iron
English - English

Definition of demir in English English dictionary

Demir Hisar
A town in the south-west of the Republic of Macedonia
Demir Hisar
An area spreading from the south west part of Macedonia to the North West of the Pelagonian plain
Demir Hisar
A municipality in south-west Macedonia
Demir Kapija
A town in the south-east of the Republic of Macedonia
Turkish - Turkish
Atom sayısı 26, atom ağırlığı 55.847 olan, mavimtırak esmer renkte, 7,8 yoğunluğunda, 1510° C de eriyen, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
Bazı nesnelerin demirden yapılmış parçası
Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
iki çeneklilerden, ana yurdu Avustralya olan bir veya iki evcikli bir ağaç
Atom sayısı 26, atom ağırlığı 55.847 olan, mavimtırak esmer renkte, 7,8 yoğunluğunda, 1510° C de eriyen, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element. Kısaltması Fe
Gemilerin dalgalara, akıntılara kapılarak yer değiştirmemesi için suya atılan, zincirle gemiye bağlı bulunan, ucu çengelli ağır demir araç, çapa
Atom sayısı 26,atom ağırlığı 55,847 olan,mavimtrak esmer renkte, 7.8 yoğunluğunda,1510 C' de eriyen,özellikle çelik döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya elverişli element
Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça. Çapa (II)
Güçlü, kuvvetli, sert: "O kadar çabuk uyanmıştı ki, kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu."- S. F. Abasıyanık
Güçlü, kuvvetli, sert
Demirden yapılmış: "Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular."- P. Safa
Tarla belleme aracı, bel
Demirden yapılmış
(Adlar, İsimler) tomris
hadid
(Osmanlı Dönemi) AHEN
(Osmanlı Dönemi) MİFRAS
(Osmanlı Dönemi) SEHAM
demir ağacı
İki çeneklilerden, ana yurdu Avustralya olan bir veya iki evcikli bir ağaç (Casuarina)
demir bilek
Güçlü kuvvetli kimse
demir boku
Demir dışığı, maden cürufu
demir dikeni
Toprak üzerinde yatık olarak bulunan, boynuz biçiminde dikenli çiçekleri küçük ve açık sarı renkli bir tür bitki (Tribulus terrestris)
demir hat
Demir yolu
demir kapı
Irmaklarda gemilerin geçmesine engel olan kayalık yer
demir kuş
Uçak
demir kırı
Siyah, beyaz karışık griye yakın renkte at donu
demir leblebi
Başa çıkılması güç kimse
demir oksit
Demirin hem tabiatta hem de sentetik yapılmış olarak görülen ve değişik kimyasal değer ve renkte bulunabilen oksit biçimi
demir pası
Bu pasın renginde olan
demir pası
Demirde oluşan pas
demir perde
Sahne ile izleyicilerin bulunduğu salonu yangın tehlikesinde birbirinden ayıran, demirden yapılmış perde
demir resmi
Geminin bir limanda demirlemek için ödediği vergi
demir sülfat
Sülfirik asidin kimyasal formülü Fe2(SO4)3 olan demir tuzu ve bunun hidrolaştırılmış biçimi
demir yeri
Limanlarda gemilerin demir atmasına ayrılmış yer
demir yolcu
Demir yolu görevlisi
demir yolculuk
Demir yolcunun görevi
demir yolculuk
Demir yolu yapma ve işletme işi
demir yolu
Bu yolla yapılan taşımacılık sistemi
demir yolu
Lokomotif, vagon gibi demir tekerlekli taşıtların yürüdüğü paralel iki ray döşenerek yapılan bir tür yol, tren yolu, demir hat
demir yumruk
Güçlü kuvvetli kimse
nervürlü demir
takviyeli demir,sarmallı demir,destekli(daha sğlam)demir
Demir atmak
fonda etmek
Demir yolu
(Osmanlı Dönemi) ŞİMENDİFER
Demir yolu
şimendifer
ak demir
Dövme demir
dişi demir
Yumuşak demir
dökme demir
İçinde % 2'den % 6'ya kadar karbon bulunan bir demir-karbon alaşımı, font, pik (l)
erkek demir
Sert demir
çekme demir
Haddeden geçirilmiş demir