deliller

listen to the pronunciation of deliller
Turkish - English
evidence
proofs
delil
evidence

The evidence convinced us of his innocence. - Delil bizi onun masumluğuna ikna etti.

The evidence was against me. - Bu delil benim aleyhime.

deliller sunmak
surrebut
delil
argument
delil
documentary
delil
proof; evidence
delil
proof, evidence
delil
proof

No proof was ever found. - Şimdiye kadar hiçbir delil bulunmadı.

So long as you have no proof, this conversation never happened. - Deliliniz olmadığı sürece bu konuşma hiç olmadı.

delil
credential
delil
support document
delil
testimonial
delil
note
delil
criminalistic
delil
confirmation
delil
demonstrate
delil
(Ticaret) attest
delil
witness
delil
lead

Masturbation leads to insanity. - Mastürbasyon deliliğe yol açar.

delil
{i} case

The evidence suggests the opposite is the case. - Deliller olayın tam tersi olduğuna işaret ediyor.

delil
a guide on the pilgrimage to Mecca
delil
averment
delil
(Hukuk) evidence, proof
delil
document
delil
puncture
delil
earnest
delil
indication, sign
delil
supporting document
delil
voucher
Turkish - Turkish

Definition of deliller in Turkish Turkish dictionary

DELİL
(Osmanlı Dönemi) Kılavuz. Doğru yolu gösteren. Meçhûlü keşfetmekte ve malumun sıhhatını isbat etmekte vasıta ve âlet ittihaz olunan husus
DELİL
(Osmanlı Dönemi) Beyyine. Bürhan
Delil
(Osmanlı Dönemi) HAVTA'
delil
Kanıt
delil
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, kanıt, emare: "Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu."- P. Safa
delil
Kılavuz, rehber
delil
İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, kanıt, emare
delil
(Osmanlı Dönemi) bilinmeyeni keşfetmek veya bilinenin doğruluğunu göstermek için vasıta olarak kullanılan husus
delil
Kanıt: "Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı."- S. F. Abasıyanık
deliller
Favorites