Tom sevinçle haykırdı.
- Tom cried out with delight.
Elizabeth sevinçliydi.
- Elizabeth was delighted.
Ben az önce keyifli bir haber aldım.
- I've just received some delightful news.
Çok keyifli bir gün geçirdik.
- We've had a most delightful day.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
- Delight is the opposite of sorrow.
Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.
- To see the sunrise from a mountaintop is a delight.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.