delegelik

listen to the pronunciation of delegelik
Turkish - English
position or office of a delegate
delegacy
position of a delegate, delegacy
delegation
delege
(Hukuk) delegate

The delegates voted immediately. - Delegeler derhal oylarını kullandılar.

Delegates voted over and over again. - Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.

delege
commissioner
delege
{i} negotiator

He seems like a softy on the surface, but at the core he's got an iron will that makes him an extremely tough negotiator. - Dış görünüşte bir sümsük gibi görünüyor. Fakat özünde onu zorlu bir delege yapan sağlam bir iradesi var.

delege
secondary
delege
envoy
delege
{i} delegete
delege
slang dope, fool
delege
deputy
delege
delegate, representative
Turkish - Turkish
Delegenin görevi, murahhaslık
murahhaslık
Delege
murahhas
delege
Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas
delege
Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas: "Avrupa'da toplanıp, konuşup dağılan milletlerarası konferanslara delege olarak gönderilmiştir."- H. E. Adıvar
delegelik
Favorites