O, işini kaybettiği için eğitimini ertelemek zorunda kalacak.
- She'll have to delay her education because she lost her job.
Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu.
- Fadil found another excuse to delay the wedding.
Gecikmeden o işe başlamalıyım.
- I must set about that work without delay.
Onun gecikmesi için hiçbir bahane yoktur.
- There is no excuse for his delay.
O vakit kaybetmeden gelecek.
- She'll come without delay.
Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
- We need to avoid any further delays.
Gecikmeden o işe başlamalıyım.
- I must set about that work without delay.
Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
Gecikmeden o işe başlamalıyım.
- I must set about that work without delay.
Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
- The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
Bir trafik sıkışıklığı tarafından geciktirildim.
- I was delayed by a traffic jam.
İşi bitirmeyi erteleme.
- Don't delay finishing the business.
Daha fazla ertelemeler olabilir.
- There may be more delays.
Some networks have started using a broadcast delay on live programs to catch any offensive material before it aired.
The baseball game went into a rain delay for about an hour before the skies cleared and play resumed.