Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

defterler

listen to the pronunciation of defterler
Kurdish - Turkish

Definition of defterler in Kurdish Turkish dictionary

defter
defter
Turkish - Turkish
(Hukuk) DEFATİR
DEFTER
(Osmanlı Dönemi) Liste
DEFTER
(Osmanlı Dönemi) (C.: Defâtir) (Yunanca iki kanatlı manasına gelen bir kelimeden alınmıştır). Not yazmağa, ders için veya ticari hesablara mahsus kağıttan beyaz kitab. Pusula
defter
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları: "Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı."- S. Derviş
defter
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
English - English

Definition of defterler in English English dictionary

defter
comparative of deft
Turkish - English

Definition of defterler in Turkish English dictionary

defter
notebook

I'll lend you my notebook. - Defterimi sana ödünç vereceğim.

Tom drew a happy face on the cover of his notebook. - Tom defterinin kapağına mutlu bir yüz çizdi.

defter
book

Tom wrote Mary's phone number in his little black book. - Tom küçük siyah defterine Mary'nin telefon numarasını yazdı.

This is my account book. - Bu benim muhasebe defterim.

defter
{i} register
defter
keep

Tom isn't very likely to know where Mary keeps her address book. - Tom Mary'nin adres defterini nerede sakladığını büyük ihtimalle bilmiyor.

defter
roll
defter
record
Defter
scrapbook
Defter
scrapbook file
defter
notebook, exercise book; register; account book
defter
registry
defter
tax roll
defter
notebook, copybook, exercise book
defter
register, inventory
defter
account book

This is my account book. - Bu benim muhasebe defterim.