Tom gerçekten kendini işine adamış, değil mi?
- Tom is really dedicated, isn't he?
Tom çok kendini işine adamış.
- Tom is very dedicated.
Bu bir sonraki şarkıyı gelin ve damada ithaf etmek istiyorum.
- I'd like to dedicate this next song to the bride and groom.
Bu şarkıyı Mary'ye ithaf etmek istiyorum, dünyadaki en güzel kadın.
- I want to dedicate this song to Mary, the most beautiful woman in the world.
O, hayatını barışa adadı.
- He dedicated his life to peace.
O kendini araştırmaya adadı.
- He dedicated himself to research.
Tom adanmış, değil mi?
- Tom is dedicated, isn't he?
Çok adanmış olduğun konusunda hiçbir fikrim yoktu.
- I had no idea you were so dedicated.
Bu şarkıyı ona adamak istiyorum.
- I want to dedicate this song to him.
Bütün zamanımı bu projeye adamak istiyorum.
- I want to dedicate all my time to this project.
Tom çok özel bir öğrenci.
- Tom is a very dedicated student.
Tom özel bir öğretmendir.
- Tom is a dedicated teacher.
Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
- This book is not dedicated to anyone.
On yıldır kendini biyoloji çalışmalarına adadı.
- He dedicated himself to biology studies for almost ten years.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
dedicated their money to scientific research.
dedicated ourselves to starting our own business. See Synonyms at devote.
... And we have a website dedicated to the webmasters ...
... shown us, firmware locks aren't effective against dedicated attackers. People who want ...