Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.
- Japan's consumption of rice is decreasing.
Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.
- A recent survey shows that the number of smokers is decreasing.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
- I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
- When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.
Müzik evrensel bir dildir.
- Music is a universal language.
Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
- The population of the town decreases year by year.
O gelenek azalmaktadır.
- That custom is on the decrease.
Çocukların da azalması garip değil mi?
- It isn't strange that children decrease, too?
Fransız şirketlerin rekabeti azalmaya devam etmektedir.
- The competitiveness of French companies continues to decrease.
Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı.
- Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Bu ilaç ağrını azaltacak.
- This medicine will decrease your pain.
Tom nota okumayı bilmiyordu.
- Tom didn't know how to read music.
Müzik notalar arasındaki sessizliktir.
- Music is the silence between the notes.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.