Ben onların beni aldatmadığını umarım.
- I hope they aren't deceiving me.
Onun beni aldatmasını düşünemiyorum.
- I can't conceive of her deceiving me.
Aldatmaktansa aldatılmayı tercih ederim.
- I would rather be deceived than to deceive.
Ben her zaman sana karşı dürüst oldum. Neden beni aldatmak istiyorsun?
- I have always been honest with you. Why do you want to deceive me?
Sence çocukları kandırmak kolay mıdır?
- Do you think it is easy to deceive children?
Asla seni kandırmak istemedim.
- I never wanted to deceive you.
Tom beni aldatmaya çalıştı.
- Tom tried to deceive me.
Seni aldatmak istemedim.
- I didn't mean to deceive you.
Ben aldatılmış olduğum sonucuna vardım.
- I came to the conclusion that I had been deceived.
Beni en çok kızdıran aldatılmış olmamdı.
- What bugged me most was having been deceived.
He was feeding me a line about his plans to open a new restaurant downtown.