I like to play sport for fun not for competition.
- Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
This ship is not fit for an ocean voyage.
- Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
I ain't worried about what he might say.
- Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
It ain't like before, you know.
- O eskisi gibi değil, biliyorsun.
I am not gay, but my boyfriend is.
- Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.