Changes in the country are inevitable.
- Ülkedeki değişimler kaçınılmazdır.
I can't keep up with these changes in fashion.
- Modadaki bu değişimlere ayak uyduramıyorum.
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
You need to have exact change to pay the toll of the expressway.
- Otoban geçiş ücretini ödemen için tam değişime sahip olmalısın.
Everything is in flux.
- Her şey değişim halinde.
Are you an exchange student?
- Sen bir değişim öğrencisi misin?
As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
- İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.