It is difficult to adapt oneself to sudden changes of temperature.
- Kendini sıcaklığın ani değişimlerine göre ayarlamak zordur.
Changes in the country are inevitable.
- Ülkedeki değişimler kaçınılmazdır.
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
The year 1796 saw a change in American politics.
- 1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.
Everything is in flux.
- Her şey değişim halinde.
Our school has accepted three Americans as exchange students.
- Okulumuz üç Abd'liyi değişim öğrencisi olarak kabul etti.
Are you an exchange student?
- Sen bir değişim öğrencisi misin?