We cannot make a change in our schedule.
- Programımızda bir değişiklik yapamayız.
Man's skin is very sensitive to temperature changes.
- İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
Can you make some alterations on this product?
- Bu ürün hakkında bazı değişiklikler yapabilir miyim?
I see you made a few modifications.
- Senin birkaç değişiklik yaptığını görüyorum.
I made some modifications.
- Bazı değişiklikler yaptım.
The amendment was first proposed in 1789.
- Değişiklik ilk olarak 1789'da önerildi.
The 14th Amendment to the U.S. Constitution was ratified in 1868.
- ABD Anayasasında 14. yasa değişiklikliği 1868 yılında onaylanmıştır.
We come from different countries.
- Değişik ülkelerden geliyoruz.
He tried different kinds of foods one after another.
- Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.
Tom has varied tastes.
- Tom'un değişik damak zevkleri var.
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
The word has several meanings.
- Kelimenin değişik anlamları vardır.
Laws differ from state to state in the United States.
- Yasalar ABD'de eyaletten eyalete değişiklik göstermektedir.
Be original for a change.
- Değişiklik olsun diye özgün ol.
This is a refreshing change of pace.
- Bu ferahlatıcı bir değişiklik.
There are various kinds of candy in that bowl.
- O kasede değişik türde şekerleme var.
We talked about various topics.
- Biz değişik başlıklarda konuştuk.
I'd like to make some changes in the draft.
- Ben taslakda bazı değişiklikler yapmak istiyorum.
Physical changes are directly related to aging.
- Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
Physical changes are directly related to aging.
- Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
I can't keep track of all the changes taking place in the world of AIDS research.
- AIDS araştırma dünyasında yer alan tüm değişiklikleri takip edemem.