Tom's cat snuggled against his leg.
- Tom'un kedisi bacağına dayalı kıvrılıp yatmıştı.
Her argument was not based on facts.
- Onun iddiası gerçeklere dayalı değildi.
The play was based on a true story.
- Oyun gerçek bir hikayeye dayalıdır.
His argument was based on facts.
- Onun argümanı gerçeklere dayalıydı.
This is based on fact.
- Bu gerçeğe dayalıdır.