Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
- She used a damp rag to wipe off the dust.
Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
- If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
Bugün nemli ve soğuk, değil mi?
- It is damp and cold today, isn't it?
Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
- If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
O ıslak havluyu çantaya koyma.
- Don't put that damp towel into the bag.
Yenilgi, onun cesaretini kırmadı.
- The defeat didn't dampen his spirits.
O'erspread with a damp sweat and holy fear - John Dryden.
It must have thrown a damp over your autumn excursion. - James David Forbes.
Night . . . with black air Accompanied, with damps and dreadful gloom. - John Milton.
Hollow rollers damp vibration. -.
Nor did Sabrina's presence seem to act as any damper at the modest little festivities. - W. Black.
The dampness in the writing paper caused the ink to spread and smudge.
Tom was almost run over by a dump truck.
- Tom neredeyse damperli bir kamyon tarafından eziliyordu.
We need to ask for a new dump truck. This one's full.
- Bizim yeni bir damperli kamyon istememiz gerekiyor. Bu dolu.