Ben sizin için herhangi bir lanet şeyi yapardım.
- I'd do any damn thing for you.
Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
- It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
Lanet olsun! Şifremi unuttum!
- Damn it! I forgot my password!
Lanet olsun, gözlüklerimi nereye koydum?
- Damn, where did I put my glasses?
Kahrolası, her zaman iyi bir şansın var.
- Damn you, you always have good luck!
Kahretsin, o lanet baykuşun çok gürültülü bir şekilde cırlaması yüzünden uyuyamıyorum.
- Fuck, I can't sleep because those damn owls are screeching so loudly.
Kahretsin, Jackson! Senin gerçekten öğrenme güçlüğün var.
- Damn, Jackson! You really have a learning disability!
Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
- Damn! I forgot to buy rice.
Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
- Damn it, Tom. I said no!
The recordings are damningly explicit.
The official position is that anyone who does this will be damned for all eternity.
That car was going damn fast!.
I don’t give a damn.
I’m afraid that if I speak out on this, I’ll be damned as a troublemaker.
That man stole my wallet. Damn him!.
The new hires aren't worth a damn.