The ear canal sends sound waves to the eardrum.
- Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
It is not good to ridicule him in public.
- Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.
He wants to make fun of me.
- O benimle dalga geçmek istiyor.
He was carried by the waves away from the shore and out to sea.
- Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi.
The sea is pretty rough today.
- Deniz bugün oldukça dalgalı.
What is the light's wavelength?
- Işığın dalga boyu nedir?
I really feel like we're on the same wavelength.
- Gerçekten aynı dalga boyunda olduğumuzu hissediyorum.
It is not good to ridicule him in public.
- Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.