Definition of dalgıç in Turkish English dictionary
- {i} diver
Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
-Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
The diver wanted to test the limits of his equipment.
-Dalgıç ekipmanının sınırlarını test etmek istedi.
- slang thief, pincher, pilferer
- frogman
The frogman jumped into the canal.
-Dalgıç kanala atladı.
- (oksijen tüplü) aqualunger
- plunger
- diver, skin diver, frogman
- plunge
- divers
Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
-Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel.
-Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçlar vücudu dokunarak aramak zorunda kaldı.
- dalgıç giysisi
- wet suit
- dalgıç elbisesi
- diving suit
- dalgıç takımı
- diving team
- dalgıç başlığı
- diving helmet
- dalgıç elbisesi
- diving dress
- dalgıç giysisi olmadan dalma
- skin diving
- dalgıç halatı
- lifeline
- dalgıç hücresi
- diving bell
- dalgıç hücresi
- bell
- dalgıç oksijen tüpü
- aqualung
- dalgıç ördek
- diving duck
- usta dalgıç
- (Askeri) master diver
- dalgıçlar
- divers
The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel.
-Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçlar vücudu dokunarak aramak zorunda kaldı.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
-Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.
- aletsiz dalgıç
- skin diver
- elektrikli dalgıç pompa
- electrical submersible pump
- gerdanlı dalgıç
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: dalgıçkuşları) [syn.: gerdanlı dalgıç, batağan] loon, diver
- karagerdan dalgıç
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: dalgıçkuşları) arctic loon
- kursiyer dalgıç
- (Askeri) trainee diver
- kızıl boyunlu dalgıç kuşu
- (Latin) podiceps griseigena
- kızıl gerdanlı dalgıç
- (Hayvan Bilim, Zooloji) gavia stellata
- kızıl gerdanlı dalgıç
- red-throated diver & loon
- kızılgerdan dalgıç
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: dalgıçkuşları) red-throated loon
- sarıgaga dalgıç
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: dalgıçkuşları) yellow-billed loon
- tepeli dalgıç
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: batağangiller) [syn.: tepeli dalgıç, elmabaş, tepeli batağan, bahri] great crested grebe
- usta dalgıç brövesi
- (Askeri) master diver badge
- usta dalgıç brövesi
- (Askeri) master class diver badge
Related Terms
Definition of dalgıç in Turkish Turkish dictionary
- Genellikle özel donanımla su yüzeyi altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
- Birinden habersiz bir şey almak huyunda olan kimse
- Balık adam
- DALGIÇ
- (Osmanlı Dönemi) t. Mercan, inci ve saire avlamak veya denizin dibine düşmüş olan şeyleri çıkarmak için denizin dibine dalmaya alışık adam
- dalgıç böcekler
- Sivrisinek kurtçuklarına saldırarak yok eden, durgun sularda yaşayan kın kanatlılar familyası
- dalgıç elbisesi
- Dalgıçların su altında hareketlerini engellemeden vücutlarını çeşitli etkenlerden korumak için özel olarak yapılmış elbise
- dalgıç gözlüğü
- Su altında görmeyi sağlayan ve içine su girmeyecek biçimde yapılmış gözlük
- dalgıç kuşları
- Gagaları bir kılıfla örtülü, kanatları ve kuyruğu kısa, ayakları perdeli, iyi yüzen ve dalan bazı kuşları içine alan kuşlar takımı
- dalgıç kuşu
- Dalgıç kuşlarından, Amerika ve Avrupa'nın kuzeyinde yaşayan bir hayvan (Colymbus glacialis)
- dalgıç kuşugiller
- Kuşlar sınıfının dalgıç kuşları takımına giren bir familyası
- dalgıç tüpü
- Dalgıçların su altında uzun süre kalmaları için solunum yapmalarını sağlayan tüp
- tepeli dalgıç
- Dalgıç kuşlarından, başında kara tüylerden bir tepelik bulunan, sazlık göllerde yaşayan bir kuş, elma baş (Podiceps cristatus)