dal

listen to the pronunciation of dal
English - Turkish
(Askeri) savunulan malzeme listesi (defended asset list)
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Şaşkın
(Osmanlı Dönemi) Yaban sediri denen bir ot
(Osmanlı Dönemi) (L) Kur'ân ve imân yolundan sapan. Dalâlete giden, azan
(Osmanlı Dönemi) Azdırıcı, sapkın
(Hukuk) Davet eden, sebep olan
Boyun, ense, omuz
Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri
Zaman belirten kelimelerin başına getirildiğinde kelimenin anlamını güçlendirir
Arka
Çıplak, yalın
Boyun, ense; omuz
Arka, sırt
Yaban sediri
Omuz, omuz başı
Kol. Omuz: "Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm."- Halk türküsü
Kol
Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube
Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri: "Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar!"- T. Buğra
çıplak
Kol, bölüm
Boyun, ense. Çıplak, yalın
şube
budak
DAL'
(Osmanlı Dönemi) Meyl. Eğrilik. Kuvvet
DAL'
(Osmanlı Dönemi) Ağır yük götürmek
dal (IV)
Zaman belirten kelimelerin başına getirildiğinde kelimenin anlamını güçlendirir
dal (V)
Arap alfabesinde de harfi
dal (VI)
Dekalitrenin kısaltması
A'DAL
(Osmanlı Dönemi) (İdl. C.) Eşitler, denkler, müsaviler
MU'DAL
(Osmanlı Dönemi) (Mu'dıl) Güç, içinden çıkılmaz, girift
ana dal
Yüksek öğretimde öğrencinin devam ettiği temel alan
ana dal
Ağaç, ağaççık veya çalılarda gövdeden ilk çıkan ve bitkinin çatısını oluşturan dal
dallar
(Osmanlı Dönemi) ağsan
doruk dal
Aşıdan gelişen sürgünün dik uzaması ile oluşan ve ağacın gövdesini meydana getiren dal
İ'DAL
(Osmanlı Dönemi) Güç olmak, zor olmak
English - English
alternative spelling of dahl
Dedicated Access Line A non-switched circuit from the customer to a carrier
of Cajanus Indicus
Dedicated Access Line
A group of persons
From the," "by the "
Dedicated access line An analog special-access line that runs from a caller's own equipment directly to a long distance company's switch or POP Usually provided by a local telephone company The line may go through the local telco central office, but the local telco does not switch calls on this line
This is the Indian term for all varieties of dried beans, split peas, and lentils There are many different varieties of dal, all of which have a specific use in Indian cooking
Split pulse, esp
defended asset list; A ranked listing of facilities, forces, and national political items that require protection from attack or hostile surveillance The list is compiled from federal departments and agencies, unified and specified commands, and the armed services to ensure national security emergency preparedness functions
1 Dedicated Access Line 2 See Data Access Language
a metric unit of volume or capacity equal to 10 liters
from dail, a field The English equivalent is 'dale'
[From Hindi /dal/ ] diagonal, incline -- something arranged obliquely or slanted
Dal is an Indian dish made from pulses such as chick peas or lentils. Variant of dahl. decaliter
Dal
General Data Access Library
(pl Dallim), "the Poor" or "the Meek", related to "'Ani" above and "Ebion" below
Dal River
River, southern central Sweden. Formed by two forks, the ster Dal and Vässter Dal, it flows southeast for some 325 mi (520 km) from the mountains along the Norwegian border into the Gulf of Bothnia
dal segno
A direction to go back to the sign &?; and repeat from thence to the close
-dal
Dal
-dal
Dedicated Access Line
-dal
Dedicated access line An analog special-access line that runs from a caller's own equipment directly to a long distance company's switch or POP Usually provided by a local telephone company The line may go through the local telco central office, but the local telco does not switch calls on this line
-dal
[From Hindi /dal/ ] diagonal, incline -- something arranged obliquely or slanted
-dal
From the," "by the "
-dal
1 Dedicated Access Line 2 See Data Access Language
-dal
dekaliter: a metric unit of volume or capacity equal to 10 liters
-dal
defended asset list; A ranked listing of facilities, forces, and national political items that require protection from attack or hostile surveillance The list is compiled from federal departments and agencies, unified and specified commands, and the armed services to ensure national security emergency preparedness functions
-dal
This is the Indian term for all varieties of dried beans, split peas, and lentils There are many different varieties of dal, all of which have a specific use in Indian cooking
-dal
General Data Access Library
-dal
from dail, a field The English equivalent is 'dale'
-dal
Dedicated Access Line A non-switched circuit from the customer to a carrier
-dal
(pl Dallim), "the Poor" or "the Meek", related to "'Ani" above and "Ebion" below
-dal
A group of persons
Turkish - English
branch

The lamp was suspended from the branch of a tree. - Lamba bir ağacın dalından askıya alındı ​​.

Tom cut some branches off the apple tree. - Tom elma ağacından bazı dallar kesti.

offshoot
twig

I heard a twig crack. - Bir dal çatırtısı duydum.

He tied the twigs into bundles. - O demetlerin içine ince dallar bağladı.

subsection
ramification
bough

It is about time we bought a new microwave oven. - Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.

Mary bought Tom a copy of How to Win Friends and Influence People, by Dale Carnegie. - Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin'in bir kopyasını satın aldı.

offset
naked, bare, uncovered (used only in compounds)
branch, bough, offshoot; branch, subdivision
(ince) twig
arm

The baby was sound asleep in her mother's arms. - Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.

{f} dive

Tom is a dive master. - Tom bir dalış ustasıdır.

Bill dived into the river to save the drowning child. - Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

phylum
outgrowth
(Bilgisayar) axis
(İnşaat) dendrite
department
(Tıp) division
section
ramus
{i} branching
{f} duck

Why don't we duck back inside? - Niçin içeri dalmıyoruz?

embranchment
posterior
{f} dived

She dived naked into the sea. - O, denize çıplak daldı.

Bill dived into the river to save the drowning child. - Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

back

Tom tried to go back to sleep. - Tom tekrar uykuya dalmaya çalıştı.

Why don't we duck back inside? - Niçin içeri dalmıyoruz?

diving

Tom enjoys skydiving and scuba diving. - Tom gökyüzü dalışını ve aletli dalışı seviyor.

I get a kick from diving. - Ben dalmaktan heyecan duyuyorum.

sprigs
branching out
lap

I fell asleep with my laptop on. - Laptopum açıkken uykuya daldım.

gatecrash
dal sürmek
branch
dal budak salmak
to shoot out branches, to ramify
dal budak salmak
ramify
dal budak salmak
branch
dal budak salmış
rampant
dal gibi
willowy
dal gibi
slender, graceful
dal ile sap arası köşe
axilla
dal ile sap arası köşe
axil
dal parçası
stick
yan dal
lateral
ince dal
wicker
ince dal
stick
çocuk dal
(Bilgisayar) child axis
ana dal
majors
dallar
branches
ince dal
vimen
ince dal
switch
ince dal
rod
ince dal
sprig
ince dal
twig

He tied the twigs into bundles. - O demetlerin içine ince dallar bağladı.

ince dal gibi
viminal
meyve veren kısa dal
spur
yaprak ile dal arası köşe
axil
yeni budanmış dal
stool
dal
History
Favorites