daimi

listen to the pronunciation of daimi
Turkish - English
{s} permanent

It is difficult to find a well paid permanent job. - İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur.

Permanent peace is nothing but an illusion. - Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.

{s} constant

Life seems to have been a constant struggle for her ever since she left home. - Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi.

The only thing constant in this world is change. - Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.

perpetual
standing
Constant, permanent, perpetual
imprescriptible
invariable
perdurable
endless
indissoluble
(Otomotiv) full time
eterne
steady
non-transitory
{s} habitual
eternal

Eric is an eternal optimist. - Eric daimi bir iyimserdir.

stending
everlasting
{s} abiding
daimi olarak
permanently
daimi görev
(Askeri) permanent duty
daimi üye
permanent memberregular member
Daimi Temsilciler Komitesi
(Hukuk) Committee of Permanent Representatives (COREPER), Permanent Representatives Committee (COREPER)
daimi / sürekli nitelik
(Hukuk) inclusive nature
daimi akış
steady flow
daimi başkan
permanent chairman
daimi bütçe
(Askeri) continuous budget
daimi delege
permanent delegate
daimi diyalog süreci
(Hukuk) permenant process of dialogue
daimi dosya
(Askeri) perm file
daimi encümen
standing committee
daimi kadro
permanent staff
daimi ordu
standing army
daimi tarafsızlık
(Hukuk) permanent neutrality
daimi temsilci (NATO)
(Askeri) permanent representative (NATO)
daimi çatışma kuralları
(Askeri) standing rules of engagement
daimi üye
(rusya) presidium
daimi üyelik
(Hukuk) permenant seat
AET-Ticaret ve Sanayi Odaları Daimi Konferansı
(Hukuk) Permanent Meeting of the Chambers of Commerce and Industry of the EEC
Avrupa Topluluğu nezdinde Türkiye daimi temsilciliği
(Hukuk) permanent delegations of Turkey within the European Community
Birimler Arası Daimi Komitesi (Birleşmiş Milletler (UN)); geçici kuvvet komutanı
(Askeri) Interagency Standing Committee (UN); interim acting service chief
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi daimi birliği
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service resident unit
Deniz Kuvvetleri Kriminal Araştırma Dairesi daimi temsilcisi
(Askeri) Naval Criminal Investigative Service resident agent
atom harekat koordinasyonu için daimi harekat talimatları
(Askeri) standing operating procedures for coordination of atomic operations
avrupa topluluğu üyesi daimi üye
Eurocrat
ekonomik ve ticarî işbirliği daimi komitesi
(Hukuk) standing committee for economic and commercial cooperation
il daimi encümeni advisory and financial committee of
a provincial assembly
Turkish - Turkish
Sürekli, kalıcı, temelli, gedikli
Sürekli, kalıcı, temelli, gedikli: "Romanyalılar ve Macarlarla harp daimî bir hâl almıştır."- F. R. Atay
DAİMÎ
(Osmanlı Dönemi) (Devam. dan) Sürekli, devamlı
dâimî
(Osmanlı Dönemi) devamlı
daimi
Favorites