Turkish - English
Definition of dagitici in Turkish English dictionary
- dağıtıcı
- distributor
The distributors are asking for an exceptional margin.
-Dağıtıcılar olağanüstü bir pay istiyorlar.
- dağıtıcı
- deliveryman
- dağıtıcı
- distributor, person who distributes things: posta dağıtıcısı mail carrier
- dağıtıcı
- spreader
- dağıtıcı
- dispersive
- dağıtıcı
- runner
- dağıtıcı
- pedlar
- dağıtıcı
- distributive; distributor
- dağıtıcı
- messy, untidy (person)
- dağıtıcı
- distributer
- dağıtıcı
- mech. distributor
- dağıtıcı
- peddler
- dağıtıcı
- distributive
- dağıtıcı
- distribution valve
- dağıtıcı
- manifold
- dağıtıcı
- (Bilgisayar) client/server
- dağıtıcı
- (Bilgisayar) server
- dağıtıcı
- dispenser
This refrigerator has an integrated ice and water dispenser.
-Bu buzdolabının entegre buz ve su dağıtıcısı vardır.
- dağıtıcı
- deliverer
- Dağıtıcı
- dealer
- Dağıtıcı
- splitter
- dağıtıcı katot
- dispenser cathode
- dağıtıcı tablası
- cam plate
- dağıtıcı âlet
- dispenser
- dikkat dağıtıcı
- (Pisikoloji, Ruhbilim) distracter
- gazete dağıtıcı
- newspaper distributor
- gübre dağıtıcı
- manure distributor
- konsinye dağıtıcı
- (Ticaret) consignment distribütör
- renk dağıtıcı
- sampler
- yem dağıtıcı
- feed distributor
- yetkili dağıtıcı
- authorized distributor
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dagitici in Turkish Turkish dictionary
- dağıtıcı
- Motorlarda yüksek gerilimli akımı çalışma sırasına göre bujilere yayıp gönderen aygıt, distribütör
- dağıtıcı
- Mektup, gazete vb
- dağıtıcı
- Mektup, gazete vb. şeyleri dolaşarak dağıtan kimse, müvezzi
- dağıtıcı
- şeyleri dolaşarak dağıtan kimse, müvezzi
- Dağıtıcı
- portör
- Dağıtıcı
- müvezzi
- Dağıtıcı
- distribütör
Related Terms
dagitici
Hyphenation
da·ğı·tı·cıPronunciation
Resimler
History
Favorites