Turkish - English
Definition of dağıtımlı in Turkish English dictionary
- simple, spanned, mirrored, striped, or raid5 volume
- dağıtım
- distribution
Fedora is a Linux distribution.
-Fedora bir Linux dağıtımıdır.
The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
-Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
- dağıtımlı sistem
- distributed system
- dağıtım
- (Bilgisayar) dispatch
- dağıtım
- dissemination
The dissemination of scientific knowledge is essential.
-Bilimsel bilginin dağıtımı önemlidir.
- dağıtım
- delivery
The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
-Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
The street behind my house is too narrow for delivery trucks.
-Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar.
- dağıtım
- (Bilgisayar) deployment
- dağıtım
- (Tıp) dispense
- dağıtım
- (Ticaret) deal
- dağıtım
- (Ticaret) giving out
- dağıtım
- diffusion
- dağıtım
- round
- dağıtım
- dispensation
- dağıtım
- (Hukuk) allocation
- dağıtım
- division
- dağıtım
- distribution, delivery, dispensation
- dağıtım
- deploy
- dağıtım
- circulation
- dağıtım
- dispersion
- dağıtım
- handling
- dağıtım
- repartition
- dağıtım
- distributive
- dağıtım
- distributing
- dağıtım
- dividing
- dağıtım
- dispersal
- dağıtım
- issue
- dağıtım
- scatter
- dağıtım
- (Nükleer Bilimler) distibution
- dağıtım
- disperse
- dağıtım
- routing
- dağıtım
- scattering
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dağıtımlı in Turkish Turkish dictionary
- Dağıtım
- tevzi
- dağıtım
- Bir merkezden çeşitli yerlere gönderme işi
- dağıtım
- Bir merkezden çeşitli yerlere göndermek işi
- dağıtım
- Dağıtma işi, tevzi