Books are scattered around the room.
- Kitaplar odanın etrafına dağılmıştı.
There were empty cans scattered all over the place.
- Her yere dağılmış boş teneke kutular vardı.
Her clothes were strewn about the room, and she found her hat at the foot of the bed.
- Onun giysileri odanın her yanına dağılmış ve şapkasını yatağın dibinde buldu.