Hırsızlar müzenin içindeki Kapalı Devre kameralarını devre dışı bıraktı.
- The thieves disabled the CCTV cameras inside the museum.
Tom, Mary'nin video gözetim sistemini devre dışı bıraktı.
- Tom disabled Mary's video surveillance system.
Tom, Mary'nin video gözetim sistemini devre dışı bıraktı.
- Tom disabled Mary's video surveillance system.
Tom kısmen devre dışıdır.
- Tom is partly disabled.
Falling off the horse disabled him.