The door was locked from the outside.
- Kapı dışarıdan kilitliydi.
You can do it from outside.
- Onu dışarıdan yapabilirsin.
Shall we take this outside?
- Bunu dışarı götürelim mi?
Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
I wish you would shut the door when you go out.
- Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
Don't forget to turn off the gas before going out.
- Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
Make sure to turn off all the lights before going out.
- Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.
The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.
- Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Sami would never go outside of his house.
- Sami asla evinden dışarı çıkmazdı.
The outside of the house was very run down.
- Evin dışarısı çok köhneydi.
A person named Sato came to visit while you were out.
- Sen dışarıdayken Sato isimli biri seni ziyarete geldi.
A person named Jones came while you were out.
- Sen dışarıdayken Jones adında bir kişi geldi.