Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
He neither spoke nor wept, but went out in silence.
- O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
Mother has just gone out shopping.
- Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.