Tom wants to take Mary out tomorrow night.
- Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor.
Tom opened the door to let his dog out.
- Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı.
She went out without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
Which student went out?
- Hangi öğrenci dışarı çıktı?
He has gone out for a walk.
- O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
- Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.