dışarı çıkan

listen to the pronunciation of dışarı çıkan
Turkish - English
protrusive
arising out
coming out of
dışarı çık
went out

She went out without saying good-bye. - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

I went out with my friends. - Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.

dışarı çık
gone out

Mother has just gone out shopping. - Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.

He has gone out for a walk. - O bir yürüyüş için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkan
Favorites