Turkish - English
Definition of düzleme in Turkish English dictionary
- plane
- levelling
- smoothing, leveling
- milling, machining
- grading (land, road)
- dressing
- {i} smoothing
- düzlem
- plane
We were arguing on different planes to the last.
-Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.
Geometry is based on points, lines and planes.
-Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
- düzlemek
- {f} plane
- düzlemek
- {f} smooth
- düzlemek
- smooth out
- düzleme ait
- planar
- düzleme kürekli makine
- skimmer
- düzleme planyası
- smoothing plane
- düzleme vidası
- levelling screw
- düzlemek
- {f} even
- düzlem
- plaque
- düzlemek
- straighten
- düzlemek
- grade
- düzlemek
- level out
- kenar düzleme
- edging
- düzlem
- base
Geometry is based on points, lines and planes.
-Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
- düzlemek
- level
- düzlemek
- rub down
- düzlem
- platform
- düzlem
- (Diş Hekimliği) planum
- düzlem
- level
- düzlemek
- smooth over
- düzlemek
- flush
- düzlemek
- flatten
- düzlemek
- point up
- düzlemek
- to smooth, flatten, level
- düzlemek
- slick
- düzlemek
- (tahta vb.) try out
- düzlemek
- to mill, machine
- düzlemek
- to grade (land, road)
- düzlemek
- sleek
- düzlemek
- plaster
- düzlemek
- to smooth, to level, to flatten
- düzlemek
- shallow
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of düzleme in Turkish Turkish dictionary
- Düzlemek işi, tesviye
- DÜZLEM
- (Osmanlı Dönemi) (Uydurma bir kelimedir.) (Bak: Müstevi
- Düzlem
- müstevi
- Düzlem
- (Osmanlı Dönemi) MÜSTEVİ
- Düzlemek
- tesviye etmek
- düzlem
- Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı. Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevi
- düzlem
- Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı
- düzlem
- Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevî
- düzlemek
- Düzlem durumuna getirmek, tesviye etmek