düzeysiz

listen to the pronunciation of düzeysiz
Turkish - English
unequal
gutter
low-quality, ordinary, commonplace
ordinary
düzey
level

I'm going to raise my English level. - İngilizce düzeyimi yükselteceğim.

Corporate bankruptcies continued at a high level last month. - Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.

düzeysiz gazeteler
gutter press
düzey
table
düzey
(Politika, Siyaset) footing
düzey
absolute
düzey
elevation
düzey
(Bilgisayar) reset to
düzey
(Bilgisayar) matrix
düzey
degree
düzey
pitch
düzey
plane
düzey
level (of something)
düzey
level seviye
düzey
grade
düzey
contour line
düzey
surface

Cars with AWD stand out on slippery and wet surfaces. - Dört çekerli arabalar kaygan ve ıslak düzeylerde direnebilir.

Turkish - Turkish
Belli bir düzeyi olmayan, seviyesiz (kimse)
Düzey
seviye
düzey
Bir nesnenin veya kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye
düzey
Bir yüzeyin veya bir noktanın nispi yüksekliği ve o yükseklikten geçtiği var sayılan düzlem, seviye
düzeysiz
Favorites