He put his room in order.
- O, odasını düzenledi.
We use computers to solve problems and to put information in order.
- Biz sorunları çözmek ve bilgiyi düzenlemek için bilgisayarlar kullanırız.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
Click here to edit the sentence.
- Cümleyi düzenlemek için buraya tıklayın.
I am not going out because I have to tidy my room.
- Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
- Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
Many countries try to regulate the birth rate.
- Birçok ülke doğum oranını düzenlemeye çalışıyor.
The President needs to sign a law regulating public spending.
- Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
The speaker organized his lecture notes.
- Konuşmacı ders notlarını düzenledi.
We organized a project team.
- Biz bir proje ekibi düzenledik.
I think it's time for me to organize a party.
- Sanırım bir parti düzenlememin zamanıdır.
Who organized that meeting?
- O toplantıyı kim düzenledi?
She spends more time organizing than I.
- O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
She arranged the flowers beautifully.
- Çiçekleri güzel düzenledi.
They arranged a meeting.
- Onlar bir toplantı düzenlediler.