He put his room in order.
- O, odasını düzenledi.
She put her room in order.
- O, odasını düzenledi.
He has some knowledge of editing.
- Düzenleme ile ilgili biraz bilgisi var.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
I am not going out because I have to tidy my room.
- Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
They arranged a meeting.
- Onlar bir toplantı düzenlediler.
Many countries try to regulate the birth rate.
- Birçok ülke doğum oranını düzenlemeye çalışıyor.
The Angkar regulated every moment of our lives.
- Yaşamımızın her anını düzenleyen Angkar'dı.
The President needs to sign a law regulating public spending.
- Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
We organized a project team.
- Biz bir proje ekibi düzenledik.
Their house is organized according to Feng Shui.
- Evleri Feng Shui'ye göre düzenlendi.
She tried to persuade him to organize a boycott.
- O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
He organized a summer rock festival.
- O, bir yaz rock festivali düzenledi.
She spends more time organizing than I.
- O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
We arranged the books according to size.
- Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
They arranged a meeting.
- Onlar bir toplantı düzenlediler.