Thank you for making the arrangements.
- Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
Tom is in charge of making all the arrangements for our trip to Boston.
- Tom Boston'a gezimiz için tüm düzenlemeleri yapmakla sorumlu.
The new traffic regulations come into force tomorrow.
- Yeni trafik düzenlemeleri yarın yürürlüğe giriyor.
Import regulations have been relaxed recently.
- İthalat düzenlemeleri son zamanlarda gevşetilmiştir.
The regulation was abolished, but then it was reenacted.
- Düzenleme kaldırıldı ama sonra yeniden yürürlüğe kondu.
There need to be new regulations for export businesses.
- İhracat işletmeleri için yeni düzenlemeler olmalı.
Editing letter is becoming a lost art.
- Mektup düzenlemek bir kayıp sanat haline gelmektedir.
Adobe and Apple both have top-notch video editing programs.
- Hem Adobe'nin hem de Apple'ın üst seviye düzenleme programları var.
Thank you for making the arrangements.
- Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
This arrangement is only temporary.
- Bu düzenleme sadece geçici.
She put her room in order.
- O, odasını düzenledi.
Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
- Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Thank you for making the arrangements.
- Düzenlemeleri yaptığınız için teşekkür ederiz.
How often do you edit your profile?
- Ne sıklıkta profil düzenlersin?
He has some knowledge of editing.
- Düzenleme ile ilgili biraz bilgisi var.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
To edit a sentence, click on the pencil icon.
- Cümle düzenlemek için kalem ikonuna tıklayın.
I am not going out because I have to tidy my room.
- Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
The two stamp collectors arranged a trade.
- İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Rice prices are regulated by the government.
- Pirinç fiyatları hükümet tarafından düzenlenir.
Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
- Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
The President needs to sign a law regulating public spending.
- Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
The speaker organized his lecture notes.
- Konuşmacı ders notlarını düzenledi.
We organized a project team.
- Biz bir proje ekibi düzenledik.
Tom asked Mary to help him organize the party.
- Tom Mary'den ona partiyi düzenlemesi için yardım etmesini rica etti.
Who organized that meeting?
- O toplantıyı kim düzenledi?
She spends more time organizing than I.
- O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
They arranged a meeting.
- Onlar bir toplantı düzenlediler.
She arranged the flowers beautifully.
- Çiçekleri güzel düzenledi.
She spends more time organizing than I.
- O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
The industry isn't well regulated.
- Endüstride iyi düzenleme yoktur.
Traffic lights are used to regulate traffic.
- Trafik ışıkları trafiği düzenlemek için kullanılır.