They began with a strong attack against the enemy.
- Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
Are you friend or foe?
- Dost musun yoksa düşman mısın?
I don't feel hostile toward you.
- Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
We got a hostile reception from the villagers.
- Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.
An adversary yesterday is a friend today.
- Dün bir düşman bugün bir dosttur.