Security is the greatest enemy.
- Güvenlik en büyük düşmandır.
Macbeth raised an army to attack his enemy.
- Macbeth, düşmanına saldırmak için bir ordu yetiştirdi.
Are you friend or foe?
- Dost musun yoksa düşman mısın?
Entering the foe's camp is full of danger.
- Düşmanın kampına girmek tehlike doludur.
I don't feel hostile toward you.
- Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
This submarine can operate in the most hostile conditions on the planet.
- Bu denizaltı gezegendeki en düşmanca koşullarda çalışabilir.
An adversary yesterday is a friend today.
- Dün bir düşman bugün bir dosttur.
The plastic bag has become public enemy number one.
- Plastik torba bir numaralı halk düşmanı haline gelmiştir.
She's married to a misogynist.
- O bir kadın düşmanıyla evli.
I'm not a xenophobe, because I also hate my own ethnic group.
- Ben yabancı düşmanı değilim çünkü kendi etnik grubumdan da nefret ediyorum.