düşünülmüş

listen to the pronunciation of düşünülmüş
Turkish - English
considered
aforethought
deliberate
conceived
studied
reasoned
düşün
{f} think

I think he is Mr Brown. - Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

düşün
think of

You can't expect me to always think of everything! - Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

Every time I hear that song, I think of my high school days. - O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.

düşün
thought

This is different from what I thought. - Bu düşündüğümden farklı.

Words express thoughts. - Kelimeler düşünceleri ifade eder.

düşün
ponder

She pondered the question for a while. - Soruyu bir süre düşünüp taşındı.

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

düşün
turn over
düşün
{f} pondering

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

düşün
{f} thinking

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place. - Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful. - Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.

düşün
{f} picturing
düşün
cogitate
düşün
cast about
düşün
ponder of
düşün
contemplate

He contemplated taking a trip to Paris. - Paris'e bir gezi yapmayı düşündü.

When I contemplate the sea, I feel calm. - Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.

düşün
meditate

He meditated for two days before giving his answer. - Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.

Do you meditate, Tom? - Üzerinde düşünür müsün?

düşün
{f} deliberate

Do you think that was deliberate? - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?

The jury deliberated for three days. - Jüri üç gün boyunca düşündü.

düşün
think up
düşün
idea

I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea. - Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.

I have no idea what that guy is thinking. - Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

düşün
concept
düşün
product of the mind
düşün
excogitate
düşün
considering

It is worthwhile considering what it is that makes people happy. - İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.

Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce. - Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.

düşün
considered

Have you ever considered majoring in economics at college? - Üniversitede iktisat bölümünde uzmanlaşmayı hiç düşündünüz mü?

Tom considered working for our company, but decided not to. - Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.

düşün
thinkup
enine boyuna düşünülmüş
deep laid
iyi düşünülmüş
well thought out
iyi düşünülmüş
well considered
iyi düşünülmüş
well judged
iyi düşünülmüş biçimde
politically
iyice düşünülmüş
well-advised
iyice düşünülmüş
advised
önceden düşünülmüş
prepense
üzerinde düşünülmüş
deliberative
Turkish - Turkish

Definition of düşünülmüş in Turkish Turkish dictionary

düşün
Duyularla değil, zihnî olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay, fikir, ide
düşünülmüş
Favorites