I think he is a doctor.
- Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Two people think of her as their daughter.
- İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
Every time I hear that song, I think of my high school days.
- O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
She is very thoughtful and patient.
- O çok düşünceli ve sabırlı.
Words express thoughts.
- Kelimeler düşünceleri ifade eder.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
I can not hear that song without thinking of my high school days.
- Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
When I contemplate the sea, I feel calm.
- Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
He contemplated their plan.
- O onların planı üzerinde düşündü.
Tom used to meditate every morning.
- Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
Do you meditate, Tom?
- Üzerinde düşünür müsün?
The jury deliberated for three days.
- Jüri üç gün boyunca düşündü.
Do you think that was deliberate?
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
We all consider your idea to be impractical.
- Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.
Tom thought it would be a good idea to see a doctor.
- Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.
She's considering changing her life.
- Hayatını değiştirmeyi düşünüyor.
It is worthwhile considering what it is that makes people happy.
- İnsanları mutlu eden şeyin ne olduğunu düşünmeye değer.
Tom considered his options.
- Tom seçeneklerini düşündü.
Tom considered working for our company, but decided not to.
- Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.