düğme düğme

listen to the pronunciation of düğme düğme
Turkish - English
knob
A dollop, an amount just larger than a spoonful (usually referring to butter)
A prominent rounded hill
To have sex with
The penis
To grow into knobs or bunches; to become knobbed
A rounded ornament on the hilt of an edged weapon; a pommel
A knob of butter is a small amount of it. Top the steaming hot potatoes with a knob of butter
A knoblike ornament or handle; as, the knob of a lock, door, or drawer
A contemptible person
A hard protuberance; a hard swelling or rising; a bunch; a lump; as, a knob in the flesh, or on a bone
A knob is a round switch on a piece of machinery or equipment. the volume knob
A knob is a round handle on a door or drawer which you use in order to open or close it. He turned the knob and pushed against the door
A rounded protuberance, handle, or control switch
{i} rounded projection on a surface which forms a handle (on a door, drawer, etc.); lump, bump, bulge, protrusion; hill or mountain having a rounded shape; (British vulgar slang) penis
{f} furnish with a knob; become knobbed
A rounded hill or mountain; as, the Pilot Knob
a round handle a circular rounded projection or protuberance an ornament in the shape of a ball on the hilt of a sword or dagger
düğme
button

All you have to do is touch the button. - Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.

The button is attached to the dress. - Elbiseye düğme eklenmiş.

switch düğme
knob
tahta düğme
toggle
3 boyutlu düğme
(Bilgisayar) 3-d button
basmalı düğme
push-button
bir düğme eksik
There's a button missing
düğme
bud
düğme
push button

Push buttons are a practical fastener for children's clothes. - İtmeli düğmeler, çocuk kıyafetleri için pratik bir bağlayıcıdır.

düğme
(Hukuk) switch

This machine has a lot of switches and buttons. - Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.

düğme
button , pushbutton
düğme
button; electric switch; knob
düğme
slang catamite
düğme dikmek
buttonhole
düğme ile çalışan
push button
düğme küpe
stud earring
düğme çengeli
buttonhook
etkin düğme
(Bilgisayar) active button
gerici düğme
(Tekstil) tensioner body
kara düğme
(Tıp) atropa belladona
normal düğme
(Bilgisayar) normal button
santrifüj düğme
centrifugal switch
sedef düğme
pearl button
Turkish - Turkish

Definition of düğme düğme in Turkish Turkish dictionary

düğme
Üst deri altındaki kıkırdak ve yağdan oluşmuş düğme biçimindeki çıkıntı
düğme
çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan, herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça
düğme
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturmalık
düğme
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturmalık: "Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor."- R. N. Güntekin. Çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça, komütatör. Üst deri altındaki kıkırdak ve yağdan oluşmuş düğme biçimindeki çıkıntı
düğme
Çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça, komütatör
düğme
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı
düğme düğme
Favorites