düğüm düğüm

listen to the pronunciation of düğüm düğüm
Turkish - English
in knots, knotted up
in knots, with many knots
knotty
düğüm
node

Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation. - Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.

düğüm
knot

Tom straightened the knot on his tie. - Tom kravatındaki düğümü düzeltti.

Tom taught me how to tie a square knot. - Tom bana bir kare düğümü nasıl bağlayacağımı öğretti.

düğüm
tie

Tom said he wanted to learn how to tie a square knot. - Tom kare bir düğüm bağlamayı öğrenmek istediğini söyledi.

Tom taught me how to tie a square knot. - Tom bana bir kare düğümü nasıl bağlayacağımı öğretti.

düğüm noktası
crux

Here's the crux of the problem. - İşte sorunun düğüm noktası.

karma düğüm
(Bilgisayar,Teknik) mixed node
mertek düğüm noktası
(İnşaat) hip joint
düğüm
(Bilgisayar) terminal node
çocuk düğüm
(Bilgisayar) child node
üst düğüm
parent node
kör düğüm
blind node
bilinmeyen düğüm
(Bilgisayar) unknown node
düğüm
tangle
düğüm
loop
düğüm
gradient
düğüm
nodosity
düğüm
nodule
düğüm
lit. climax
düğüm
knot; difficulty, rub; node; limax
düğüm
nodal
düğüm
phys. node
düğüm
twist
düğüm atmak
to tie a knot
düğüm atmak
to knot, tie a knot in (something)
düğüm açmak
to untie a knot
düğüm noktası
crucial point, vital point
düğüm noktası
clincher
düğüm noktası
vital point
düğüm noktası
crucial point
düğüm noktası
crucial point, vital point, nodal point
düğüm noktası
(öykü) nodus
düğüm noktası kusur teşhisleri
(Askeri) nodal fault diagnostics
düğüm noktası terminali
(Askeri) nodal terminal
düğüm olmak
to get knotted
düğüm vurmak
to knot, tie a knot in (something)
düğüm çözmek
to untie a knot
düğüm çözmek
untie a knot
düğüm üstüne düğüm vurmak
to squirrel away one's money
gevşek düğüm
grannie knot
gevşek düğüm
granny knot
görüntülü muhabere ve harekat düğüm noktası; ara koordinasyon düğüm noktası
(Askeri) imagery communications and operations node; intermediate coordination node
hareketli düğüm
slip knot
iki fazlı düğüm modemi A
(Askeri) diphase loop modem A
iki fazlı düğüm modemi-A
(Askeri) diphase loop modem-A
ikincil düğüm
(Askeri) secondary tie-off
ilmikli düğüm
loop knot; slipknot; slip noose
kesilmemiş düğüm
(havlu) Terry
kısmi düğüm
(Fizik,Teknik) partial node
muhabere düğüm kontrol unsuru
(Askeri) communications nodal control element
paket anahtarlama düğüm noktası; PTT ağı
(Askeri) packet switching node; public switch network
sıkı düğüm
tightknit
özel düğüm kriptolama cihazı
(Askeri) dedicated loop encryption device
Turkish - Turkish
Üzerinde düğümler olan
düğüm
Edebî eserlerde çapraşık olguların çözülmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru
düğüm
İplik, ip, halat gibi bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
düğüm
Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri
düğüm
Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru
düğüm
Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
düğüm
Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum: "İçi ne kadar karışık olursa olsun, bu samimiyet her düğümü çözer."- P. Safa
düğüm noktası
Bir şeyin sonuçlanması için çözülmesi, açıklığa kavuşturulması gereken güç yanı
düğüm düğüm
Favorites